İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar;
Aşkınız, dayanışmanız, samimiyetiniz için teşekkür ediyorum. Siz bu kardeşinizi her zaman bağrınıza bastınız. Biz de sizin teveccühünüze layık olmaya çalıştık. Bugün de yeni müjdelerle sizin huzurunuzdayız. Bugün Güngören Millet Bahçemizin, ilçe emniyet müdürlüğü binamızın Ayyıldız İlköğretim okulumuzun açılışını gerçekleştiriyoruz. 35 bin 655 bin metrekare alanı kapsayan millet bahçemiz ağaçları, yeşil alanları, millet kıraathanesiyle maşallah göz dolduruyor.
Toplam 3 bin 650 metrekare alana sahip ilçe emniyet müdürlüğü binamızı nizamiyesi ile birlikte bugün resmen hizmete alıyoruz. Güngören’deki yavrularımızın nitelikli eğitim alacağı Ayyıldız İlköğretim okulumuzla önemli ihtiyacı gidiyoruz. Yapımı tamamlanan 768 konut 30 işyeri olmak üzere 798 bağımsız bölümün anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize teslim ediyoruz.
2020’de tamamlanmasını öngördüğümüz 1077’si konut 55’i işyeri olmak üzere 1132 bağımsız bölümden oluşan Tozkoparan 4. etap 1. ve 2. kısımların temellerini atacağız. Böylelikle inşallah 2027’nin yaz aylarında 1845’i konut 85’i işyeri olmak üzere 1930 bağımsız bölümün teslimini yapmış olacağız. Unutmayın iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız hep birlikte güçlü olacağız.
Söz uçar eser kalır. Dirençli İstanbul hedefimize bir adım daha yaklaşacağız. Her biri yoğun gayretin, meşakkatli sürecin ürünü olan bu eserlerde emeği geçen herkesi gönülden tebrik ediyorum. Çevre Bakanlığımıza, Milli Eğitim Bakanlığımıza ve yüklenici firmalarımıza şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.
Hak sahibi kardeşlerimin bu evlerde ağız tadıyla oturmalarını yeni işyerlerinde bolluk ve bereket içinde çalışmalarını temenni ediyorum. 7 milyar 324 milyon liralık proje değeri olan bu yatırımlar İstanbul sevgimizi Güngören’e olan hizmet aşkımızı gösteriyor.
Bakanlıklarımızla, belediyelerimizle, tüm kurum ve kadrolarımızla milletin hizmetkârı olmak bizim için en büyük şereftir. 23 yıldır durmadan, dinlenmeden, yorulmadan şehirlerimize aşkla hizmet ediyoruz.
Şu hususu özellikle ifade etmek isterim; şehirler tıpkı insanlar gibidir. Nefes alan varlıklardır. Kültürüyle, mimarisiyle, tarihi birikimiyle şehirler ruh taşıyan mekânlardır. İnsan odaklı, çevreye duyarlı, planlı, programlı, modern ve güvenli şehirler şehircilik anlayışımızın hareket noktasını teşkil ediyor.
Biz şu gerçeğin farkınayız; şehirleri imar etmezseniz nesilleri ihya edemezsiniz, şehirleri bayındır etmezsiniz millete istikamet çizemezsiniz. Ticaret, ekonomi, kalkınma, büyüme arzu edilen seviyeye çekemezsiniz. Toplumsal huzuru, birlik ve beraberliği hakim kılamazsınız. Mesele mimarisiyle, planlamasıyla, altyapı ve üst yapısıyla şehri ihya etmektir.
İstanbul gibi adı her anıldığında gözlerin ışıldadığı bu şehri korumak, kollamak, geleceğe güvenle taşımak hepimizin en büyük vazifesidir.
Bu vazifeyi hakkıyla yerine getirmek için İstanbul’u afetlere; özellikle de depremlere karşı dirençli hale getirmek zorundayız. 17 Ağustos Marmara depreminin acılarını yüreğimizin derinliklerinde hala hissediyoruz. 6 Şubat’ta yaşadığımız asrın felaketi bize şunu göstermiştir; deprem hazırlıklarımızı tamamlama fırsatı korumadan her an kapımızı çalabilir.
Kentsel dönüşüm bizim için bir tercih değil adeta bir milli güvenlik meselesidir. İstanbul’da 923 bin konut ve işyerinin dönüşümünü hamdolsun tamamladık.