By using this site, you agree to the Privacy Policy and Terms of Use.
Kabul etmek
Emlak Haber MerkeziEmlak Haber MerkeziEmlak Haber Merkezi
  • Emlak Haberleri
  • Emlak Hukuku
  • Emlak Rehberi
  • Ekonomi
  • Konut Kredileri
  • Sektörden
    • Emlak Televizyonu
    • Dekorasyon
    • Toki Haberleri
    • Bölge Raporları
    • Teknoloji Rehberi
    • Ulaşım Haberleri
    • Patronlar Dünyası
    • Kiptaş Haberleri
    • Patronlar Klübü
    • Emlak Anketleri
    • Kampanyalı Konut Projeleri
    • Müzayede
    • Satılık Arsa
Arama
  • Advertise
  • Advertise
  • Advertise
© 2022 Foxiz News Network. Ruby Design Company. All Rights Reserved.
Okuma: Karabel’in Beyi
Paylaşmak
Kayıt olmak
Bildiri Daha Fazla Göster
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
Emlak Haber MerkeziEmlak Haber Merkezi
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
  • Emlak Haberleri
  • Emlak Hukuku
  • Emlak Rehberi
  • Ekonomi
  • Konut Kredileri
  • Sektörden
Arama
  • Emlak Haberleri
  • Emlak Hukuku
  • Emlak Rehberi
  • Ekonomi
  • Konut Kredileri
  • Sektörden
    • Emlak Televizyonu
    • Dekorasyon
    • Toki Haberleri
    • Bölge Raporları
    • Teknoloji Rehberi
    • Ulaşım Haberleri
    • Patronlar Dünyası
    • Kiptaş Haberleri
    • Patronlar Klübü
    • Emlak Anketleri
    • Kampanyalı Konut Projeleri
    • Müzayede
    • Satılık Arsa
Mevcut bir hesabınız var mı? Kayıt olmak
Bizi takip edin
  • Advertise
  • Advertise
  • Advertise
© 2022 Foxiz News Network. Ruby Design Company. All Rights Reserved.
Emlak Haber Merkezi > Blog > Sektörden > Karabel’in Beyi
Sektörden

Karabel’in Beyi

Emlak Manşet
Son güncelleme: 31 Mart 2021 15:04
Emlak Manşet
Paylaşmak
6 Min. Okuma
Paylaşmak

Ege’nin Boz Dağları, verimli Manisa-Gediz Ovası ile bitek Küçük Menderes Ovalarını birbirinden ayırır. Boz Dağların batı ucunda, Nif Dağını ikiye bölüp bu iki ovayı, Kemalpaşa ile Torbalı kentlerini birbirine bağlayan bir yolla aşılan bir geçit vardır. Fazla geniş olmayan bu dar geçide Karabel geçidi deniyor. Buradaki yol antik çağda da Sardis (Salihli) ile Efes’i birbirine bağlıyordu.

Çevresi, yöreye uygun çam, çitlembik ve zeytin ağaçları ile kaplı  Karabel geçidi yüzyıllardan beri insanların birbirine ulaşmasını sağlıyor.

Yaslandığı doğu yükseltisi üzerindeki düz kayalığa işlenmiş resimsel figürler bize, Batı Anadolu tarihinin ilk yazılı bilgilerini veriyor.

Ünlü bilgin Noah Kramer’in dediği gibi; “tarih, İ.Ö.3.binyılda Mezopotamya’da yaşamış  Sümerlerin ilk yazıyı yazmasıyla başlamışsa”; “tarih” “yazıyla kaydedilmiş geçmiş” ise; Karabel geçidindeki kayaya oyulmuş bir insan figürü ve yanındaki resimsel işaretler İzmir ilindeki tek, Batı Anadolu’da bilinen pek az resimli yazıdan biridir. Yani İzmir ilinde şimdiye kadar bulunmuş en eski tarihsel, resimli yazıdır.

Bu figürlerin içinde en belirgi olanı, başında külah, ayağında çarık, bir elinde yay, diğer elinde mızrak bulunan bir kişinin görüntüsüdür. Azametli duruşu onun, kendi zamanında önemli bir adam olduğuna işaret eder.

Bu kişi resminin yanında da alt alta yazılmış resimsel işaretler görülür. Bunlara hiyeroglif de deniyor.

Anadolu tarihi ile ilgili bilgilerin gelişmesi ile, önceleri eski bilginlerin ve yerli halkın Hitit yazısı dediği hiyerogliflerin, Batı Anadolu’nun gizemli halkı Luviler’in dilinde yazılmış olduğu ve Luvice anlamlar taşıdığı artık biliniyor.

Gizi çözümlenen yazılardan, anıttaki dik duruşlu görüntüsü olan adamın bir kral, adının da Tarkaşnawa olduğu kaydediliyor.

İ.Ö.2.binyılda Batı Anadolu’nun baskın halkı olduğu düşünülen Luviler’in dilinde “tarkaşna” “eşek ya da katır” demektir. “Tarkaşnawa” da muhtemelen “katır sahibi, katırları olan” anlamına geliyordu.

O devirde Anadolu topraklarında ticaret yapılmasında, ulaşımın sağlanmasında bir binek aracı olarak, dayanıklı katır çok değerliydi. 1 at 14 koyuna eşdeğerken, 1 katır 40 koyun ediyordu.

Karabel’in Beyi Tarkaşnawa büyük bir katır kervanına sahip olmalıydı. Ya da ona böyle bir değer atfediliyordu. Şimdiki zamanın TIR  filosu sahibi gibi!

Bu dönemde, Luvileri de boyunduruk altında tutan ve bütün Anadolu’ya egemen olan Hititlerden kalma, kurutulmuş kil tabletlere çizilmiş çivi yazılarının okunmasından anlaşıldığına göre Tarkaşnawa, Ege Denizinden, iki Menderes ırmağının havzalarını izleyerek Afyon’a kadar uzanan toprakların Bey’i/Kralı idi. Bu topraklara Mira-Kuwaliya Ülkesi deniyordu. Başkenti de muhtemelen o zamanki adı Apaşa olan Efes idi. Ülke Hitite bağlı bir uydu krallıktı.

Kral Tarkaşnawa Karabel kayasına yalnız kendi suretini ve adını kazıtmamış, adının altına yine resimli yazıyla babası Alantali ve dedesi Kupanta-Kurunta’nın da adını yazdırmıştı. Onların da adları Luvi diline özgü anlamlar ve dilsel özellikler taşıyordu.

Kendi kudretiyle birlikte soyunun da varlığını evrene ilan ediyordu Tarkaşnawa.

Karabel Beyi buraya bu anıtı yaptırırken muhtemelen ülkesinin kuzey sınırını belirlemişti. Güneyde, Beşparmak/Latmos dağlarında yine kayalara kazınmış  Luvi hiyeroglifleriyle işaretlenmiş  yazılar,  belki Tarkaşnawa’nın dedesi Kupanta-Kurunta’ya aitti ve ülkelerinin güney sınırını gösteriyordu.

Tarkaşnawa’nın anıtı yüzyıllarca, yağmura, kara, fırtınaya rağmen iki ovayı buluşturan geçidi selamladı. Farklı ülkelerin gezginleri, bilginleri onu gördü, yorumladı, anlattı.

Karabelin Beyi her olumsuz koşula rağmen varlığını korudu.

Ta ki günümüze kadar. Her toplumda görülen kimi eli kırılasıcalar ona kirli yağ, kezzap attı. Anıt tahrip olmanın, hatta yok olmanın eşiğine geldi.

Oysa Karabel  Beyinin anıtı; Yunan, Roma, Bizans, Osmanlı tarihinden çok çok önceleri kendilerine özgü bir kültür yaratmış, doğunun köklü kültürünü yeni oluşacak batı kültürüne aktarmış Luvi insanlarından günümüze kalmış biricik izlerden biri, başlıcasıydı.

Luvice isimler taşıyan Tarkaşnawa, babası Alantali, dedesi Kupanta-Kurunta bugün bizlerin ektiği aynı toprakları ekmiş, içtiğimiz aynı suları içmiş, aynı havayı solumuştu.

Onların izi bizim mirasımızdır.

Bir tarihsel eserler cenneti olan ülkemizde, öğrenim görmemişler, eğitimsizler böyle davranıyor, tarihsel eserlere, kültür varlıklarımıza zarar veriyordu da, onlara görgü ve bilgi aktarması gerekenler, onları korumakla görevli olanlar ne yapıyordu?

Karabel Beyinin bugün bize gösterdiği yön; acilen kültürel varlıklarımızı koruma seferberliğinin başlatılmasıdır. Resmi yerel ve kamu kuruluşları tavizsiz koruma önlemlerini arttırmalı, gerekli araçlarla donatılmalı, yasal düzenlemelerle güçlendirilmelidir. Görevini gereği gibi yerine getirmeyenlere ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.

Eksikliklere ve yanlışlıklara karşı yalnızca kamu görevlilerini yetersiz görmek ve suçlamak da çare değildir.

Olumsuzluklara karşı ilgili kimi eğitimli, öğrenim görmüş kişilerin tepkisi ne yazık ki çoğunlukla yakınma, sızlanma, şikayetle sonuçlanıyor. Oysa, “ben söylerim, başkaları yapsın” tutumu doğru değildir. Böyle davranmanın vicdanları rahatlatmaktan öte bir yararı olmaz. Karamsarlık ise hiçbir sorunu çözmez.

Çare elbette vardır. Kamunun ve yerel yönetimlerin yanında ilgili sivil kurum ve kuruluşlar, meslek odaları, bireyler böyle durumları dikkatle izleyebilir, olumsuzluklara karşı seslerini yükseltebilir. Birlikte davranarak yetkilileri uyarabilir, gerektiğinde çekinmeden tavır koyabilir.

Örneğin, İzmir gibi büyük bir ilin kamu ya da sivil ilgilileri, muhtemelen kamuya ait Karabey anıtının çevresini, alt tarafı üç beş dönümlük bir alanı neden tel örgüyle çevirmesin? Başına bir bekçi/koruma dikmesin? Alanı ziyaret edilebilecek örnek bir yer haline getirmesin? Bu uygulama için bugün karar verilse yarın yapılabilir.

Böyle bir gelişme, Anadolu’nun Ege bölgesinin en eski tarihsel varlığının korunmasını sağlayacağı gibi, yaşanılan toprakların kökeninin öğrenilmesi, tanıtılması sonucunu da doğurur.

Her yüksek kültür var olmuş kültürel birikimleri üzerinde yükselir.

Karabel Beyi gibi, yurdumuzun dört bir köşesinde, onlarca kültür varlığı, tarihi eser yardım, dost eli bekliyor.

Her birey yaşadığı topraklara karşı sorumludur.

(Kaynak: Sefa Taşkın, Luviya-1-Batı Anadolu ve Ege’nin İ.Ö.2.binyıl Tarihi’ne Yeni bir Bakış/Arkeoloji ve Sanat Yayınları/İstanbul-2016)

İngiltere’de Bir Barı Yönetecek Kral ya da Kraliçe Aranıyor
Azra Gülendam Haytaoğlu’nun katil zanlısının iş yerine saldırı
Hava, haziran ayı ortalamasının 6 derece üstünde
Hollanda, Türkiye’ye tatile gidenlere karantina zorunluluğu getirecek
Dere yatağındaki evler yüzünden yeni felaketler yaşamayalım
ETİKETLENEN:Karabel
Bu Makaleyi Paylaş
Facebook Bağlantıyı Kopyala Yazdır
Paylaşmak
Önceki Makale İdealist Gayrimenkul’de yatırımcı ilişkileri yöneticisi ataması
Sonraki Makale Kira Vergisi Beyannamesi için bugün son!
Yorum yapılmamış Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

 

Son Haberler

İstanbul’da geçinmek zorlaşıyor! Yaşam maliyeti 100 bin TL’ye dayandı
Emlak Gazetesi
5 Eylül 2025
Terkos Havzası’ndaki Kaçak Yapılar Kaldırıldı
Sektörden
5 Eylül 2025
Eylül’ün En Büyüleyici Dokunuşu: Titanic Luxury Collection Bodrum
Ekonomi Haberleri
5 Eylül 2025
Eylül ayı kira artış oranı yüzde kaç oldu? 2025 eylül ayı kira zammı kaç TL?
Sektörden
4 Eylül 2025
İSKİ açıkladı: 4 Eylül İstanbul baraj doluluk oranı yüzde kaç?
Sektörden
4 Eylül 2025
6 Şubat depremlerinde 70 kişiye mezar olmuştu: Hacı Ömer Apartmanı davasında belediye başkan yardımcısı da yargılanacak!
Sektörden
4 Eylül 2025
KDV genel uygulamalarında düzenleme 
Ekonomi Haberleri
4 Eylül 2025
AS Yapı’dan Doğanın Kalbinde Butik Bir Yaşam Alanı; AS Uskumruköy
Emlak Haberleri
4 Eylül 2025
TÜİK enflasyon verilerini açıkladı: Kira artış oranı belli oldu
Ekonomi Haberleri
3 Eylül 2025
Apartmanlarda yeni dönem: Cezası binlerce lira! Faturası pahalıya patlayacak
Emlak Haberleri
3 Eylül 2025

Güncel Emlak Haberleri

Quick Link

  • Emlak Haberleri
  • Gizlilik politikası
  • Privacy & Policy
  • Contact

Top Categories

Abone Merkezi

En yeni yazılarımıza anında ulaşmak için bültenimize abone olun!

 

Emlak Haber MerkeziEmlak Haber Merkezi
Bizi takip edin
© 2005 Emlak Manşet Company. All Rights Reserved.
adbanner
Tekrar hoşgeldiniz!

Hesabınızda oturum açın

Kullanıcı Adı veya E-posta Adresi
Şifre

Şifrenizi mi kaybettiniz?