Aremka İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ozan Sümer, İstanbul’da devam eden kentsel dönüşüm sürecine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Sümer, dönüşümün sadece fiziksel bir yenileme değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve planlama temelli bir dönüşüm modeliyle ilerlemesi gerektiğini vurguladı.
“Sadece Betonarme Değişimle Geleceği İnşa Edemeyiz”
Kentsel dönüşümün yalnızca bina yıkmak ve yenilemekten ibaret olmadığını söyleyen Sümer, “Eğer biz bu süreci sadece betonarme bir değişim olarak görürsek, geleceğimizi inşa etmek yerine geçmişi tekrar ederiz,” diyerek entegre ve sürdürülebilir dönüşüm modeline işaret etti.
“Deprem Riski Gerçek, Yaklaşımımız Bütüncül Olmalı”
İstanbul’daki yapı stoğunun önemli bir bölümünün risk taşıdığına dikkat çeken Sümer, “Bugün İstanbul’da 1,5 milyondan fazla yapının riskli olduğu ifade ediliyor. Ancak mesele kaç binayı yıktığınız değil, yerine ne koyduğunuzdur,” diyerek fiziksel dönüşümün ötesinde bir vizyona ihtiyaç olduğunu söyledi.
“Yasal Süreçlerde Büyük İlerleme Var, Şimdi Ekonomi Konuşulmalı”
Sümer, son yıllarda devletin kentsel dönüşüm süreçlerini hızlandırmak adına attığı adımların çok önemli olduğunu belirtti:
“Bugün %51 çoğunlukla karar alınabiliyor, riskli yapı ilanı sonrası 3 ay içinde yıkım süreci başlayabiliyor. En önemlisi, ‘Yarısı Bizden’ kampanyası gibi uygulamalar ciddi bir dönüşüm ivmesi kazandırdı. Devlet bu kampanyada 1.750.000 TL’ye kadar destek veriyor. Bunun yarısı hibe, diğer yarısı ise 2 yıl sonra ödemeye başlanacak şekilde 10 yıl vadeli sunuluyor. Bu önemli bir teşvik.”
Ancak dönüşüm sürecinde yeni bir sorun alanına dikkat çekti:
“Bugünkü sorun artık yasal değil, ekonomik sürdürülebilirliktir. İnşaat maliyetleri her ay %5-6 oranında artıyor. Bu durumda verdiğimiz teklif fiyatları hızla geçersiz hale geliyor. Bu farkı biz müteahhitler ya üstleniyoruz ya da maliklere yansıtmak zorunda kalıyoruz.”
Sümer, bu noktada çözümün devletin KGF aracılığıyla kentsel dönüşüm müteahhitlerine uygun finansman modelleri sağlaması olduğunu savundu:
“Düşük faizli, uzun vadeli kredi sistemleri hem bizi hem de kat maliklerini korur. Aksi halde bu yük vatandaşın sırtına biner, süreç tıkanır.”
“Sosyal Dönüşüm Fiziksel Dönüşümle El Ele Gitmeli”
Kentsel dönüşümün yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel yapıya da duyarlı olması gerektiğini ifade eden Sümer:
“İnsanları doğup büyüdüğü mahallelerden koparıp yüksek katlı yapılara taşımak, sadece yer değiştirmek olur. Gerçek dönüşüm; yaşam biçimini iyileştiren, mahalle kültürünü yaşatan, ulaşımı, sosyal alanları ve yeşil dokuyu birlikte planlayan bir modelle mümkündür.”
“Artı Kat Çözümü Kalıcı Olmayabilir”
Sümer, bazı projelerde ek kat verilmesi seçeneğinin maliyetleri dengelemek adına faydalı olabildiğini ancak bu yaklaşımın şehir planlamasını bozabileceğini de dile getirdi:
“Artı kat, kısa vadede cazip görünebilir ama trafik, altyapı, kanalizasyon gibi temel sistemler bu yükü kaldıramazsa, orta vadede daha büyük sorunlara yol açar.”
“Yerel Odaklı Projeler Üretiyoruz”
Aremka İnşaat olarak İstanbul’un farklı ilçelerinde semtin sosyal yapısına göre projeler ürettiklerini ifade eden Sümer, “Bağcılar’daki çözümle Kadıköy’deki aynı olamaz. Biz her projeyi o bölgenin kültürü, ihtiyaçları ve beklentilerine göre şekillendiriyoruz. Çünkü kent sadece binalardan değil, o binalarda yaşayan insanların hikâyelerinden oluşur,” dedi.
“İstanbul’un Geleceğini Planla Kazanabiliriz”
Son olarak İstanbul’un geleceği için planlı ve sürdürülebilir adımların şart olduğuna vurgu yapan Sümer, şu çağrıyla sözlerini tamamladı:
“İstanbul gibi tarihi ve kültürel önemi büyük bir şehirde plansızlık lüksümüz yok. Kentsel dönüşüm, 50 yıl sonranın İstanbul’unu tasarlama fırsatıdır. Eğer bugün akıllıca davranırsak, bu kenti sadece depreme değil, geleceğe de dayanıklı hale getirebiliriz.”